3 Ağustos 2015 Pazartesi

Pırlanta Hotel – Fethiye




24-31 Temmuz 2015 tarihleri arasında, Fethiye’de eşimle birlikte Pırlanta Hotel’de konakladık.


3 yıldızlı olan Pırlanta Hotel’e tatilbudur.com sitesi vasıtasıyla rezervasyon yaptırdık. Arkadaşımın arkadaşı orada çalışıyordu, sağ olsun çok yardımcı oldu bize:)

 
Otel hakkında internette inanılmaz kötü yorumlar vardı. Açıkçası bütçemize uygun olduğu için Pırlanta’yı tercih ettik. Giderken de biraz endişeliydik ama gidince gördük ki; otele fazlasıyla haksızlık edilmiş.


Otel Fethiye’de, Karagözler mevkinde. Fethiye Çarşısı’na oldukça yakın. Arabamız olmadığı için çarşıdan toplu taşıma araçlarını kullanarak istediğimiz her yere kolayca ulaştık. Otel, Çalış Plajı’na daha yakın. Ölüdeniz’e gitmek isterseniz iki minibüsle ortalama 30 dakikada Ölüdeniz Plajı’na ulaşabiliyorsunuz. Arabanız varsa, zaten her yere rahatlıkla gidebilirsiniz. 


Ben plaja gitmek istemiyorum derseniz oteldeki havuz gayet güzel. Ufak da olsa bir kaydırak da var. Zaten gün içerisinde oteldeki herkes havuzda ya da havuz kenarında oluyor. Her şey dahil konaklıyorsanız havuz bardan istediğiniz gibi faydalanabiliyorsunuz. Havuz sabah 10.00’da açılıyor, 19.00’da kapanıyor.  Havuz bar ise gece 23.00’e kadar hizmet veriyor. 







İnternette pek çok kişi otelin önündeki yokuştan şikayet etmişti ama o yokuş çok güzel bir manzara sunuyor misafirlere. Otelin arka taraftaki odaları ormana, ön taraftaki odaları da denize bakıyor. Bizim şansımıza ön taraflardaki odalardan biri denk geldi. Manzaramız oldukça güzeldi. Ayrıca otelin etrafı çok güzeldi. Havuzun olduğu bölüm ve ön kısım bengovilerle süslenmişti. Evet yokuş zorluyor ama manzara her şeyi unutturuyor. 


Yemekler, gayet yeterli aslında. Yine internette pek çok kişi yemeklerin yetmediğini yazmıştı. Biz genelde geç yemek yediğimiz halde biten yemek görmedik. 4 çeşit ana yemek oluyor. Salata bar ve atıştırmalıklar oldukça fazla. Tatlı ve meyve çeşitleri de yeterli.   O anda biten yemekler 1-2 dakika içerisinde yenileniyor. Sanıyorum, beklemeyenler ya da yemek bitti mi diye sormayanlar bu tür yorumlar yapıyor. 



Odamız son gün hariç her gün düzenli olarak temizlendi ve çarşaflarımız değiştirildi.  Son gün neden temizlenmediğine dair hiçbir fikrimiz yok. O gün geç gittik odaya, ertesi gün de çıkış yapacağımız için bu konuyu fazla büyütmedik. Ama yine de eksi olarak yazdım bunu. Açıkçası odadaki eşyaların tamamının yenilenmesi gerekiyor.


Bir de her temizlikte yatağın üzerine ve banyoya bengoviler konuldu. Bu davranışları çok hoştu bence. Belirtmeden geçemeyeceğim:)

Bir diğer olumsuz yorumumum ise yataklarla ilgili. Dediğim gibi eski bir otel. Ancak yatakları sanki daha da eski. Resmen tüm yaylarını hissediyorsunuz yatağın. Zaten çok fazla sırt ağrısı çeken birisi olduğumdan bu konuyla ilgili de otele eksi not veriyorum. 


Çalışanlara gelecek olursak; gerçekten hepsi güler yüzlü ve dürüstler. Gittiğimiz gün bir tur almıştık. Aynı günün akşamında turu iptal ettik. Hiçbir sorun çıkarmadılar. Havuz bardaki çalışanlar oldukça güler yüzlüydü. Her talebe güler güzle cevap verdiler. Resepsiyonda Rus bir bayan vardı. Türkçesi biraz bozuktuJ Anlaşılması zor olsa da her konuda bize yardımcı olmaya çalıştı. 


Kısacası; fiyatıyla kıyaslandığında  güzel bir otel Pırlanta. Fethiye tarafına yolu düşen olursa tavsiye ederim. İki kişilik standart bir odaya 6 gece için ödediğimiz tutar:1160 TL.

18 Nisan 2015 Cumartesi

Loreal Göz ve Dudak Makyajı Temizleyicisi


Siz bu yazıyı okuduğunuzda ben bu ürünü, Loreal Göz ve Dudak Makyajı Temizleyicisini,  çoktan bitirmiş olacağım:) Ciddi ciddi,  fotoğrafını aldığım gün çekmeme rağmen, yazıyı yazmak için ürünün tamamen bitmesini bekledim.

Aslında, Maybelline markasının çift bazlı makyaj temizleyicisini kullanıyordum, ancak kendi markasının eyelinerını ve rimelini bile düzgünce temizleyemiyordu.  Watsons’a yine bu ürünü almak niyetiyle gitmiştim. Ancak Loreal’in indirimde olduğunu görünce ‘bir deneyeyim’ dedim. 

Ürünü daha ilk denememde beğendim. Çift bazlı bir ürün ve suya dayanıklı makyaj ürünlerini bile kolaylıkla çıkarabiliyor. Diğer çift bazlı ürünlerde olduğu gibi, kullanmadan önce çalkalamanız gerekiyor. Ürünü kullandıktan sonra gözlerimde yanma hissi oluşmadı.  Daha önce de belirttiğim gibi çok hassas bir cildim var. Ancak bu ürün hiçbir şekilde olumsuz bir etki yaşatmadı bana.

Ürünü kullanırken 2 olumsuz nokta dikkati çekti, bunlara değinmeden edemeyeceğim. Birincisi; ürün kullanımdan sonra göz çevremde yağlı bir his bırakıyor. Ama ben göz makyajımı temizledikten sonra cildimi de yüz temizleme jeli ile temizlediğim için bu durumu pek dert etmedim. İkincisi; bu sorun aslında tüm Loreal ürünlerinde var, ürünün kapak tasarımı çok kötü. Pamuğa dökmeye çalıştığınızda bir kısmı dışarıya akıyor.

Rujumu bu ürünle temizlemeyi hiç denemedim açıkçası. Bu iş için genelde makyaj temizleme mendilini kullanıyorum.

Özetle; Maybelline hayal kırıklığımdan sonra beğenerek kullandığım bir ürün oldu. Bu ürünü kesinlikle tavsiye ediyorum.  

13 Şubat 2015 Cuma

Garanti Bankası’nın İlginç Teklifi

İki gün önce Garanti Bankası Çağrı Merkezi tarafından arandım. Aslında son 1 haftadır günde ortalama 3 kere arıyorlardı ama inatla açmıyordum. Sonunda dayanamadım açtım. Bir hanımefendi gayet düzgün bir ses tonuyla bana Tüketici Hakem Heyeti’ne yaptığım başvurudan bahsetti.

Biliyorsunuzdur muhtemelen; kredi çektiyseniz eğer Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurarak son 10 yıllık tüm kredilerinizin dosya masraflarını geri alabiliyorsunuz. Ben de, Ocak ayında, geçmiş yıllarda Garanti Bankası’ndan aldığım 2 kredinin dosya masraflarını alabilmek için Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru yaptım. 2 kredimin dosya masrafı toplam 501 TL tutuyor.

Bu başvuruyu yapmadan önce Garanti Bankası’nın Ahmediye Üsküdar şubesine giderek dosya masrafımın bedeli gösteren bir dekont aldım. Bunun karşılığında, Arşiv Araştırma Bedeli olarak benden 50 TL talep edildi. Paşa paşa ödedim tabii ki bu bedeli. Ancak gişedeki kızcağıza da “Bu parayı almanız yasal mı” diye sordum. “Dilerseniz bunu da geri almak için başvuru yapabilirsiniz” şeklinde bir cevap verdi. Ama ne yazık ki bu para için başvuru yapılamıyor!

Yeniden Garanti Bankası tarafından aranma sebebine gelecek olursam… Telefonun ucundaki hanımefendi önce yaptığım başvuru hatırlattı hemen ardından bu bürokrasinin sonuçlanmasının 1 yıla kadar sürebileceğini bazen de olumsuz sonuçlandığını söyledi. Yani önce hatırlattı, sonra uyardı, ee şimdi de bir teklifte bulunması gerekiyor değil mi? Teklif de şu; Garanti Bankası, mağdur olmamam için hemen olmak koşuluyla bana 250 TL ödeme teklifinde bulundu.

“Ama bana 501 TL ödemeniz gerekiyor" dediğimde de yukarıdaki uyarıları (sürecin 1 yıla kadar uzadığını ve bazen de müşteri aleyhine sonuçlandığını) yineledi. Kaset yutmuş gibi adeta…

Ben de kendisine gayet sinirli bir ses tonuyla, bu söylediklerinin art niyetli bir şey olduğunu, süreç benim aleyhime sonuçlansa da umurumda olmadığını, tekliflerini kabul etmediğimi, bankalarındaki tüm hesaplarımı kapattığımı ve yakında kredi kartımı da kapatacağımı söyledim. Kadıncağız hala beni ikna etme çabasındaydı ki, iyi günler dilerek kapattım telefonu.

Söyler misiniz şimdi bana, bu teklifin neresinde ben düşünülüyorum? Eğer hemen ödeme yapmaları ise olayın iyi tarafı, çok şükür o kadar düşmedik!

Haa bu arada, ertesi gün yeniden arandım Garanti Bankası tarafından. Hem de aynı konu için. Bir gün önce aradıklarını söylediğim halde ısrarla anlatmaya çalıştı eleman. Ben de “Şu anda müsait değilim. Lütfen beni bir daha aramayın. Ararsanız şikayette bulunacağım” dedim.

Garanti Bankası zaten kendisinden soğutmuştu beni, şimdi gözümdeki değerini iyice yerle bir etti.

Banka mı? Allah en iyisinden bile uzak tutsun bizi…

Sevgili Garanti Bankası,
madem beni mağdur etmemeyi bu kadar önemsiyordun, kredi kartı aidatlarının iadesi isteğimi geri çevirmeseydin. İşte o zaman burada başka türlü bir yazı yazmış olurdum.

3 Şubat 2015 Salı

Hotel Kayataş – Kapadokya

Dağ, tepe tırmanmayı, bol bol yürümeyi, yeni yerler görmeyi ve fotoğraf çekmeyi çok seven bir çiftiz. Ben bronz bir tene sahip olmak için elimde kitapla saatlerce güneş altında kalmaya başarabilen bir insan olamadım hiç. Deniz, güneş, kum üçgeninden oluşan tatiller en fazla 2 gün cezbediyor beni. 3. gün gezecek yer aramaya başlıyorum yeniden. Neyse ki eşim de benim gibi düşünüyor bu konuda. O yüzden balayı için Kapadokya’yı tercih ettik.

Ben 2 sene Niğde’de üniversite okumama rağmen Kapadokya’yı gezmemiştim. Öğrencilik halleri işte… Düğün tarihimiz netleştiğinde ilk yaptığımız şey balayı organizasyonu yapmak oldu. Hemen otel araştırmaya başladık. Nerede ne yapılır, ne yenir, ne içilir sular selller gibi ezberledik. Göreme, Kapadokya’nın merkezinde (ortasında) olduğundan Göreme’deki oteller arasında seçim yaptık. Booking.com bu konuda iyi bir mecra. Oteli booking.com’dan bulduktan sonra arayarak rezervasyonumuzu gerçekleştirdik. Tutarın küçük bir miktarını rezervasyon için havale ile gönderdik, geriye kalan meblağı ise gittiğimizde ödedik. Ardından Anadolu Jet’ten uçak biletlerimizi aldık. Gidiş – dönüş toplam 4 bilete 160 lira ödedik. Erken rezervasyonun nimetleri işte bunlar hep:)


Düğünün ertesi günü İstanbul’dan Kayseri’ye uçtuk. Havaalanından otele ait bir servis aldı bizi. Kapadokya bölgesindeki birçok otelin böyle bir hizmeti var. Nevşehir’e çok fazla uçak olmadığından Kayseri üzerinden aktarma yapılıyor. Kayataş, bir aile işletmesi. Otele vardığımızda bizi çok sıcak bir şekilde karşıladılar. Hemen odaya almadan önce çay ikram ettiler. Rezervasyon sırasında özellikle istediğimiz ve farkını ödediğimiz oda boşaltılmamıştı. Odada kalanlar ekstradan birkaç gün daha kalmaya karar vermişler. Bizi başka bir odaya aldılar, biz de zorluk çıkarmadık. Oda + kahvaltı hizmet veriyorlar. Sabah kahvaltıları genelde sakindi. İstanbul’daki açık büfe kahvaltılar gibi olmasa da çeşit boldu. Odalar temizdi. Temizlik açısından hiç sıkıntı yaşamadık. Otel oldukça sessizdi. Zaten bizim gittiğimiz dönemde (Nisan ayı) Türk turistler yok denecek kadar azdı.



Otelin en güzel yanı turlarla ilgili sizi yönlendirmesi. 5 gün kaldık Kapadokya’da. İlk gün kendimiz gezdik çevreyi. İkinci gün otelin bizi yönlendirdiği Yeşil Tur’a, üçüncü gün Balon Turu’na, dördüncü gün Kırımızı Tur’a katıldık. 5. Gün yani son günde ise otelin ATV’sini kiraladık ve özgürce yeniden Kapadokya Tur’u yaptık:) Bu turların ücretlerini otel yetkilisine ödüyorsunuz. Tur şirketinin servisi sizi alıyor otelden, tüm gün geziyorsunuz, akşam yine otele bırakıyor. ATV turundan sonra otele döndük ve otel servisi İstanbul’a dönüş için bizi Kayseri’ye (havaalanına) bıraktı.



Güzel Kapadokya tatilimiz, hatta en özel tatilimiz böylelikle sona erdi.

Yolunuz Kapadokya’ya düşerse Hotel Kayataş’ta kalmanızı öneririm.

Ücret: 5 gün için otele 600 küsür TL (küsüratını tam olarak hatırlamıyorum) ödedik.

Not: Ne yazık ki oteldeyken fotoğraf çekmek aklımıza gelmemiş. Bol bol gezdiğimiz yerleri çekmişiz. Bu nedenle fotoğrafları www.kayatashotel.com adresinden aldım. 

2 Şubat 2015 Pazartesi

idefix.com - Kitap Alışverişim

“Kitap dokunmadan, koklamadan alınır mı?” diyeceksiniz şimdi bana. Alınıyor maalesef…

Önceleri, taksit imkanından faydalanabilmek için hepsiburada.com’dan yapıyordum kitap alışverişlerimi. Ancak son zamanlarda aldığım kitaplar yıpranmış bir şekilde geldi. Ben de mağazaya yöneldim. Birkaç alışveriş de mağazadan yaptım.

Genelde tek tek kitap almayı sevmem. Almayı düşündüğüm kitapları internette mutlaka araştırırım. Bana zaman kaybetmek dışında herhangi bir şey katmayan kitapları okumaktan itina ile kaçınırım genelde. Araştırmalarım sonunda almaya karar verdiğim kitabın adını kenara not ederim ya da direkt siteye girip sepetime atar ve orada bekletirim. Sayı istediğim noktaya gelince de siparişimi veririm. Dolayısıyla ödemeyi taksitle yapabilmem önemli benim için.

Pek çok kitap sitesinde üyeliğim var. idefix.com'u defalarca ziyaret ettim ama hiç alışveriş yapmamıştım. Ancak malum bildiğiniz gibi bir süredir işsizim ve bu süre zarfında evde okunmadık kitap bırakmadım. Yeni kitaplarımı alırken de idefix.com'u denemeye karar verdim.



idefix.com, çok kullanışlı bir site. Aradığınız her şeyi kolaylıkla bulabiliyorsunuz. 50 TL üzerine ise kargo bedava:) İnternetten alışveriş yaparken kargo bedeli ödemeyi hiç sevmiyorum. Bu sebeple "Kargo Bedava" avantajı alışveriş kararımda oldukça etkili oldu diyebilirim. Ayrıca kitap fiyatları da diğer sitelerle kıyaslandığında çok uygun.

Hande Altaylı’nın Kahperengi, Kenize Mourad’ın Begüm, Yusuf Tavaslı’nın Tam Dua Kitabı kitaplarını ve 10 adet deneme içeren YDS’ye hazırlık kitabını aldım. Toplam tutar 63 TL’ydi. Ancak Yusuf Tavaslı’nın kitabı stokta kalmadı için kargolanamadı ve kitabın tutarı kartıma iade edildi. Yaşadığım tek olumsuzluk bu oldu açıkçası. Buna da olumsuzluk denirse tabii… Kargolanamayan kitabın tutarının iadesiyle toplamda 51 TL ödemiş oldum. 11 Ocak tarihinde gece yarısında verdiğim sipariş, özenle paketlenmiş şekilde 13 Ocak’ta bana teslim edildi.

İnternet üzerinden kitap alacaksanız idefix.com’u kesinlikle öneririm. Ben yakınlarda bir alışveriş daha yapacağım:)

Sateen.com.tr Alışveriş Deneyimim

İnternetten alışveriş yapmayı çok seviyorum.  Özel günler için değilse eğer, kıyafet alışverişlerimi de internetten yapıyorum. Daha çok Trendyol’u tercih ediyordum ama geçen yaz kardeşimin önerisi üzerine Sateen firmasını da denemiştim.  Bu ay ise ikinci alışverişimi yaptım.


13 parça kıyafet aldım. Alırken elim bol davrandım biliyorum çünkü en azından yarısını iade edeceğimi tahmin ediyordum:) Ayrıca fiyatlar uygun olunca da kendimi tutamadım:) Kargo ücreti olarak 6 TL ödedim ve toplam tutarı 6 da taksite böldüm.

Siparişimi Çarşamba günü öğleden sonra vermiştim. Cuma günü öğle vakitlerinde elimde oldu. Gerçekten çok hızlı çalışıyorlar. Daha önce Sateen’den yaptığım alışverişlerde bazı kıyafetlerin kumaşı % 100 viskondu. Çok şık ve hafif görünüyorlar ama inanılmaz bir şekilde kırışıyor üzerinize kıyafet. Bu nedenle bu kez ilk olarak etiketlerine baktım kıyafetlerin.

Yanlış veya eksik gelen hiçbir parça yoktu ama bazı parçalar benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Onları hemen eledim. Özellikle salaş ve kolyeli bluzlarını çok beğendim.)  Yaklaşık 6 tane 36 beden pantolon almıştım. Hiçbirinin içerisine giremedim. Oysa ki gerçekten 36 bedenim

Aldığım ürünlerin 5’ini çok beğendim, diğerlerini ise iade ettim. İade sürecinde hiçbir sıkıntı yaşamadım.

Gelelim diğer yorumlarıma…


Sateen.com.tr sitesi kesinlikle üzerinde çalışılması gereken bir site. Hiç ama kullanışlı olmadığını söylemek istiyorum. Bir kere ürün özelliklerini göremiyorsunuz. Bu çok saçma. Ben mesela viskon ve polyester kıyafetler almak istemiyorum. Ama sitede bunu göremiyorum. Sonra adlıktan sonra iade etmek zorunda kalıyorum. Ürünün fotoğrafları büyümüyor, dolayısıyla detaylara bakamıyoruz.  Ürünüm kargoya verildikten sonra kargo takip numarasını sitede aradım, taradım ama bulamadım. Mecburen çağrı merkezini arayarak bilgi aldım. Ayrıca sitede adresi verirken Türkçe karakter kullanmamanız gerekiyor. Çünkü sitede Türkçe karakterler algılanmıyor. Ben Çeçen yazıyorum onlar Üçgen diye görüyor meselaJ

Sateen.com.tr’den alışveriş yapmanızı kesinlikle öneririm diyemem ama önermem de diyemiyorum. Benim gibi kıyafete çok para vermeyi sevmiyorsanız denemenizde fayda olabilir. Ürünleri çok kaliteli olmasa da hızlı ve güvenilir bir hizmeti var. 

28 Ocak 2015 Çarşamba

Nivea Tazeleyici Nem Maskesi

Çok kuru ve hassas bir cildim var. 2 ay önce Watsons’a gittiğimde görevliden bana uygun bir maske önermesini istedim. Hassas bir cilt yapım olduğunu fark ettiğinden ürün önermekten çekindi. Ancak nem maskesinin iyi gelebileceğini söyledi. Böylelikle Nivea’nın tazeleyici nem maskesiyle tanışmış oldum.

Nivea tazeleyici nem maskesi iki kullanımlık. Ancak ben ilk kullandığımda bir parçanın bile fazla geldiğini düşünmüştüm. Yine de azaltmadım, paketin üzerinde yazdığı şekilde kullanıyorum. Dilerseniz siz bir parçayı iki sefer de kullanabilirsiniz. Ürün sadece nemlendiriyor cildinizi. Açıkçası başka bir etkisi yok. Rengi mavi ve kokusu çok hoş.

Yüzünüzü temizledikten sonra ürünü cildinize sürüyorsunuz ve 10-15 dakika bekliyorsunuz. Ardından da yüzünüzü yıkıyorsunuz. Hepsi bu kadar:) Ben 2 aydır ürünü her hafta kullanıyorum. Daha ilk kullanımda olumlu etkilerini gördüm. Cildimdeki canlanma gözle görülüyordu.

Üründen çok memnun kaldım. Kesinlikle öneriyorum ama sadece kuru ciltlere. Yağlı ve karma ciltlere uygun bir ürün değil.

Fiyatı: 8 TL

27 Ocak 2015 Salı

Ömür Yıldırım Kuaför

Evlilik sürecinde gelin adayların birçok şeyi düşünmesi ve organize etmesi gerekiyor. Gelinlikçi, düğün salonu, fotoğrafçı ve kuaför bunlardan sadece birkaçı… Özellikle kuaför seçimi  çok önemli çünkü gelinin saçının ve makyajının iyi olması onu adeta bir peri kızına çevirebiliyor.

Düğün tarihimiz netleştikten sonra hemen bir kuaför aramaya başladım. Pek çok kuaförden fiyat aldım. Ne yazık ki düğün dediğiniz anda sadece gelin saçı ve makyajı için 500 ila 750 TL arası fiyat istiyorlar. Açıkçası bu rakamlar bana çok yüksek geldi.

Kuaför bir arkadaşım var. Ataşehir’de çalıştığı dönemde birkaç kere saç kesimi ve boyaya gitmiştim. Onu aradım. Maltepe Zümrütevler’de Nishadalar’da  Ömür Yıldırım Kuaför’de çalışmaya başlamış. Bana hemen uygun bir fiyat verdi ve hemen anlaştık.

Sadece düğün günü değil kına günü de saçımı ve makyajımı Ömür Yıldırım Kuaför’de yaptırdım. Özellikle kına günü çıkan bazı aksilikler sebebiyle çok gergindim. Makyöz arkadaş (ismini hatırlayamıyorum, okuyorsa bu yazıyı çok özür dilerim kendisinden) bana resmen pozitif enerji verdi. Beni rahatlatmaya çalıştı. Saçımın yapıldığı esnada arkadaşıma bir şey göstermeye çalışırken sıcak maşayı tuttum yanlışlıkla. Elim feci yanmıştı. Makyöz arkadaş sağolsun bana hemen yanık kremi aldı yandaki eczaneden ve elimin daha kötü olmasını önledi.

Kına saçım için kafamda belirli bir model yoktu. Saç modelimi arkadaşım önerdi. Çok da beğendim. Makyaj için ise tek söylediğim abartılı olmamasıydı. Sağolsun makyöz arkadaş da makyajımı çok güzel yaptı. Kısa süre içerisinde kınaya hazırdım.

Kına ile düğün günü arasında bir gün vardı. Dinlenmek için o günü boş bırakmayı tercih ettik. O gece çok geç saatte arkadaşıma Facebook’tan beğendiğim saç modelini gönderdim.  Aynısını yaptı saçıma:)

Düğün sabahı sabah 7.30’da kuafördeydik. Önce saçlarıma fön çekildi arkasında makyaja alındım. Makyöz arkadaşa yine çok sade bir makyaj istediğimi söyledim. Kendisi yine marifetini gösterdi ve makyajım tam istediğim gibi oldu. Saçımı da arkadaşım Melih tam istediğim gibi yaptı. Yanımda en yakın arkadaşım ve kardeşim vardı. 3 saatte hepimizin makyajı ve saçı bitmişti.  Hatta yaklaşık 1 saat damadı beklemek zorunda kaldık:) Bu arada da makyözümüz bize eşlik etti. Fotoğrafçım bizimleydi. Makyöz arkadaş bizi manzarası güzel bir yere götürdü. Sayesinde birkaç güzel karem daha oldu:)

Kısacası, Ömür Yıldırım Kuaför'ü herkese tavsiye ederim. Çalışanları çok sıcakkanlı, her türlü sorunu çözen ve kesinlikle işlerini iyi yapan insanlar.

26 Ocak 2015 Pazartesi

N11.com Üzerinden By Sehpacı Alışveriş Deneyimim

Uzun zamandır büyük bir kitaplık arayışı içerisindeydik. Bizi tanıyanlar bilirler; çok okuyan ve akademik kariyer hedefleyen bir çiftiz. Evlenirken hem telaştan hem de o dönemdeki masraflardan ötürü çalışma odası yapma fikrini birazcık ötelemiştik. Evlendikten sonra ise istediğimiz gibi bir kitaplık bulmamız yaklaşık 8 ayımızı aldı:)

Piyasada gerçekten çok güzel kitaplıklar var. Bu kitaplıkların çoğunun genişliği 17 ila 25 cm arasında değişiyor.  Bizim bazı kitaplarımızın ise genişliği bu ölçülerden çok büyük. Aslında bir marangoz bulup istediğimiz gibi bir şey de yaptırabilirdik ancak şu anda kirada oturduğumuz için  başka bir eve taşındığımızda da kullanabileceğimiz bir model arayışı içindeydik.

Bir hafta sonu evde otururken e-ticaret sitelerinden birinde By Sehpacı firmasının ürettiği Accademia isimli kitaplık modelini gördüm. Tam da aradığımız özelliklerdeydi. Mobilyalarımızla da uyumluydu.  Eşime gösterdim o da beğendi. Hemen alalım dedik. Hemen başka sitelerde var mı diye baktık. Hem fiyatının daha uygun olması hem de ücretsiz kargo seçeneğinden ötürü n11.com’u tercih ettik. İnternetten alışveriş yapmayı çok seviyorum.  Ancak daha önce n11.com’dan hiç alışveriş yapmamıştım hatta çalışma sistemini bile bilmiyordum.

Hemen bir üyelik oluşturup siparişimi verdim. Ürünün teslimat süresinde 20 gün yazıyordu. 6 gün sonra bir öğle vakti kapım çaldı ve 2 kargo görevlisi kocaman tahtaları evimin koridoruna bıraktı. Ürün o kadar erken geldi ki n11.com bile ürün teslimatından sonraki gün “Ürününüz kargoya verilmiştir” mesajı gönderdi:)

Akşam eşim gelince ürünü kurmak için paketi açmaya başladık. Ürünün içinden kurulum şemasını gösteren kağıt çıkmadı. Fotoğraftan da anlaşılacağı üzere ürün çok karışık. Buna rağmen eşim fotoğrafa baka baka kuruluma başladı. Ancak tabii bu işlem çok zaman aldı. Ayrıca vidalar kendileri için ayrılan kısımlara tam oturmuyordu. Uzun uğraşlar sonucunda kitaplığın bir kısmını monte ettik, sonrasında işe ertesi gün devam etmek üzere uyumaya gittik. Ertesi akşam yeniden malzemenin başına geldik. Bu arada evimin bir odası kullanılamaz haldeydi çünkü parçalar çok büyük haliyle kutusu vs de çok büyüktü. Dayanamadık kutuları attık. 4 kattan oluşan kitaplığın 3. katına ulaşmıştık ki parçalardan birinin eksik olduğunu fark ettik. Hemen firmaya mail attık ancak hafta sonu olduğu için pazartesi sabahı mailime yanıt aldım. Parçayı göndereceklerini söylediler.

Dayanamadım, pazartesi öğleden sonra aradım. Parçayı göndermelerinin 10-15 gün süreceğini söylediler. Bu arada benim bir odam hala kullanılamaz durumda ve eve de sık sık misafirler geliyor. Parçanın gelmesini ne yazık ki hızlandıramadım. Ama n11.com aracılığıyla ödemenin By Sehpacı hesabına geçmesini 4 gün geciktirebildim. 4. günün sonunda ödeme istemesem de By Sehpacı hesabına geçti. By Sehpacı gerçekten parçayı 15. gün gönderdi. Parçanın geldiği gün kitaplığın montajını bitirdik. Şu anda salonumuzda güzelce yerini aldı.

Bu süreçte n11.com’a ne zaman ulaşmak istesem kolaylıkla ulaştım. Gerçekten çok iyi çalışan bir çağrı merkezleri var. By Sehpacı firmasından da Merve Hanım ile görüştüm. Çok kibar bir insan. Yine de kendi hatalarından dolayı beni 15 gün bekletmelerini anlayışla karşılayamıyorum. Malzemeleri çok kaliteli olsa da işçiliklerini ve hizmetini kaliteli bulmadığımı söylemeden edemeyeceğim. Bu sebeple By Sehpacı firmasını tavsiye etmiyorum.

Not: Kitaplık o kadar büyük ki kitaplarımız çok azmış gibi görünüyor. Tüm olumsuzluklara rağmen salonuma ayrı bir hava kattığını söylemeden geçemeyeceğim:) En kısa sürede dekoratif ürünler alarak kitaplığı daha da şık hale getireceğim:)

Fiyatı: 605 TL

Artezyen Wedding Düğün Fotoğrafçısı

Hayatımın en özel ve mutlu günüydü evlendiğim gün. Çok klişe bir laf biliyorum ama tersini söyleyene de henüz denk gelemedim. Evrensel gerçek diyebiliriz buna:)

Bu özel günde her şeyin en ince detayına kadar güzel olmasını istiyor insan. Haklı olarak tabii ki. Ben de öyle istedim. Özellikle de fotoğraflarımızın. Çünkü nişan sonrası fotoğraf çektirememiştik.



Şöyle sağlam fotoğraflar çeken birilerini ararken kesişti yolumuz Artezyen Wedding ile. Rabia ve Şakir nişanlı çiftimiz, birlikte yapıyorlar bu çekimi. Önce Şakir ile buluştuk Üsküdar’da. O anlattı biz dinledik. Henüz ne istediğimizi bilmiyorduk çünkü:) Daha ilk dakikadan içtenliğiyle güven verdi bize. Çekim yerleri için önerilerde bulundu. Hidiv Kasrı’nda karar kıldık. Ama tabii öncesi de olacaktı, hazırlık aşaması…

Düğün günü sabah erkenden Rabia geldi kuaförüme. Rabia benim, Şakir de eşimin hazırlık aşamasını çekecekti. Kuaför faslı bitince buluştuk ve Hidiv Kasrı’na gittik. Çekimler orada da devam etti. Şansımıza hava güneşliydi ve harika fotoğraflar çıkıyordu ortaya. 



Aslında, düğün günleri özel olduğu kadar, insanların hassas ve gergin olduğu günler. Her an bir sorun olacak mı diye tedirginsiniz. Rabia ve Şakir tam da bu noktada profesyonelliğini sergiliyor bence. Daha doğrusu samimiyetini. O kadar anlayışlı ve içtenler ki çok doğru ve güzel bir iletişim kurabiliyorsunuz. 

Hidiv Kasrı’ndaki çekimden sonra eve döndük. Malum gelinin evden çıkma aşaması var. Sonra konvoyla salona gidiş, salondan içeriye giriş ve ilk dans…

Tüm bu aşamalarda yanınızda bu çift oluyor işte. Her anınızı, her gülümseyişini ölümsüzleştiriyor. Sonra da sizi tebrik edip ayrılıyorlar yanınızdan. 

Şakir, düğünün ertesi günü fotoğrafları dijital ortamda bizimle paylaştı. Biz de beğendiklerimizi seçtik. Hemen editleme aşamasına geçtiler ve kısa sürede albümümüzü hazırladılar. Bir büyük bize, 2 küçük albüm ailelere…

Bu arada tüm fotoğrafları CD ile bizimle paylaştılar. Onlardan da ayrı bir albüm daha yapmayı planlıyorum. 

Siz de düğün fotoğrafçısı arıyorsanız Artezyen Wedding’i kesinlikle tavsiye ederim. 

www.artezyenwedding.com linkini ziyaret ederek Artezyen Wedding'in portfolyosunu inceleyebilirsiniz. 

Tefal Acticook Düdüklü Tencere

Evet, ben de düdüklü tencereden korkanlardandım.

Annem hiç düdüklü tencere kullanmadı, dolayısıyla ben de evlenirken düdüklü tencere almamıştım.

Ancak zamanla işten eve ‘bir kurt kadar acıkmış’ halde geldikten sonra yemeğin pişmesini beklemek çok zor gelmeye başladı. Bir gün iş yerinde bir arkadaşıma bu durumdan bahsettim. O da haklı olarak bana “Neden düdüklü tencere kullanmıyorsun” diye sordu. Bir zamanlar haberlerde duyduğum patlama olaylarından dolayı kullanmak istemediğimi söyledim. Son dönemde üretilen düdüklü tencerelerde patlama sorunu olmadığını söyledi ve Esse, Tefal gibi markaların ürünlerini incelememi söyledi.

Bu konuşmadan kısa bir süre sonra oturdum bilgisayar başına ve Google’da detaylı bir araştırma yaptım. Tefal’in ürünlerinin büyük oranda beğenildiğini gördüm. Fiyatının da bana uygun gelmesiyle Tefal Acticook’u gözüme kestirdim ama bir de mağazaya gidip bakmak bakmak istedim. İstanbul Optimum Outlet’teki Tefal mağazasına gittim ve ürünü alıp çıktım.

Ürünün beğendiğim yönleri
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, ürününü patlama riski yokmuş. En çok bu özelliği hoşuma gitti:)
Kapak üzerinde 4 ayrı bölüm (durak da diyebilirsiniz) var. 1. ve 2. Bölümler pişirme programlarını gösteriyor. Pişireceğiniz yemeğe uygun programı seçiyorsunuz. 3. bölüm buhar çıkışını sağlıyor. 4. Bölüm ise kapağı açıp kapatıyor.

Kapağın üzerinde Akıllı Kontrol Saati için bir bölüm ayrılmış. Akıllı Kontrol Saati yemeğinizin pişirme süresini kontrol etmenizi sağlıyor. Yemeğin malzemelerini ve suyu koyduktan sonra akıllı kontrol saatini pişirme süresini ayarlayarak yerine koyuyorsunuz. Saatinin sağ tarafındaki çizgiler yarıya düştüğünde akıllı kontrol saati çalışmaya başlıyor ve sizi uyarıyor. Hemen ocağınızı kısıyorsunuz. Pişirme süresi dolduğunda akıllı kontrol saati yine sizi uyarıyor ve ocağı kapatıp buhar çıkışını sağlıyorsunuz. Kapakta bulunan otomatik kilit sayesinde buhar tamamen boşalmadan kapak açılmıyor.

Tencerenin yanında eko-doz ölçü kabı ve özel yemek tarifi kitabı verdiler. Açıkçası ben yemek tarifi kitabını çok sevdim. Burada yemekleri düdüklü tencerede nasıl yapacağınız; kaç dakikada pişirmeniz gerektiği ve ne kadar su eklemeniz gerektiği gibi önemli bilgiler de yer alıyor. Eko-doz sayesinde de su ayarlamasını kolaylıkla yapabiliyorsunuz.

Tencerinin kulpları katlanabiliyor. Bu sayede de dolabınızda çok fazla yer kaplamıyor. Ayrıca kısa sürede pişirme işlemi yaptığınız için enerji tasarrufu da sağlamış oluyorsunuz.

Gelelim temizlik mevzusuna… Tencereyi alırken kapağını bulaşık makinesine atmazsanız daha uzun süre kullanabilirsiniz diye uyarıyorlar. Çünkü makineye attığınızda içindeki lastik zamanla gevşiyor ve kapak tam kapanmıyor.  Açıkçası ben aldığımdan beri tencereyi elimde yıkıyorum. Çok da dert etmiyorum bu durumu.

Tefal Acticook Düdüklü Tencereyi kesinlikle tavsiye ederim.

Fiyatı: 359 TL